- ELHASIL
- Hasılı, sözün özü, kelâmın lübbü, neticesi, kısası, kısacası. Hülasa-i kelâm, netice-i kelâm, filcümle
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
elhasıl — zf., Ar. elḥāṣil Kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
elhâsıl — (A.) [ ﻞﺹﺎﺤﻝا ] sonuçta … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kısacası — zf. Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, velhasılıkelam, hülasa Bir kimse, doktor, avukat, yargıç, kunduracı, kısacası ne iş görürse görsün, gerekli sanat eğitiminden yoksunsa gördüğü işin önemini kavrayamaz. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
SAHAVET — Cömertlik, el açıklığı, muhtaç olanlara çok ihsan etmek.(İhsan ihsandır. Eğer nev e olsa; veya muhtaca ve fakire olsa, sahavet o vakit tam sahavettir. Eğer, millet için olsa, yahut milleti tazammun eden bir ferde olsa güzeldir. Şayet muhtaç… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHSANPERVER — f. İhsan edici. İyiliği çok sever.(İhsan ihsandır, eğer nev e olsa veya muhtaca ve fakire olsa. Sehavet o vakit tam sehavettir, eğer millet için olsa, yahut milleti tazammun eden bir ferde olsa güzeldir. Şayet muhtaç olmayan şahsa olsa, şahsı… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük